Zeytin ağaçları

Zeytin ağaçları

Zeytin ağaçlarını, mitolojik kadim büyücülere benzetirim. Görüntüde çok sıradan, göze çarpmayan, biraz kurcalayınca parıltılarını gördüğün sihirli varlıklar. Bilgelikleri ve dinginlikleriyle güven veren aksakallı büyücüler. Saçları gri, çok uzun yaşar, çok görüp geçirirler. Mutlaka yaraları vardır iyileşmiş. Gözlerinde şefkat ve muzurluk ışıldar. Olmadık anda mucizeler yaratır ve herkesi şaşkınlığa uğratırlar. 

Zeytin ağaçları, sapasağlam çekirdekle başlar yüzlerce hatta binlerce yıllık zorlu hayat yoluna. Seçtiği toprak da zordur ya. Kayaç, verimsiz toprakları seçer. Mucizeye dönüştürür değdiği her yeri. Şifa dağıtır ömrü boyunca, binlerce varlığa. 

Fidesi, ağacı, meyvesi, toplaması, hasadı, işlemesi hep sabırdır. Zeytin, yağa dönüşürken insanların bedeni gibi ruhu da olgunlaşır. Yağın o nazlı nazlı akışı damlasındaki zarafet yapılan işi ritüele çevirir, ruhunu besler ve şifa verir. Ürünün sevgiyle ve emekle nasıl oluştuğunu görmek, hayranlığını katlar,  kâinatın oluşumuna şahit olur bir heyecanla izlersin. 

Doğduğumdan beri evimizde her yemek, yağhanenin çeşmesinden akan zeytinyağı ile pişerdi. Lezzetine alışkınlığım, damağımda yer etmişliği benim için sıradan bir konfordu. Konfordu, şimdilerde büyük kentlerde gerçeğine ulaşmak biraz zor. Ben ise şanslıyım, neyse ki halen köklerim doğduğum topraklarda… 

Uçan Mutfak Atölye ile yolculuğa başladığımda, zeytinyağı ile çalışmak, emek vermenin dışında, sakin olmayı ve sabır göstermeyi iç dünyamda yolculuğa çıkmayı öğretti. Bir damlasında dünyalar saklayan bir mucize. Yeni keşfetmiş olsak da eskiler binlerce yıl öncesinden keşfetmişler oysaki…

Uçan Mutfak Atölye

See all author post
Gönder